
13 Mayıs 2014'te yaşanan ve 301 madencinin yaşamını yitirmesine yol açan Soma Faciası Türkiye'de çalışma koşullarının iyileşmesi adına milat olabilirdi. Ama olamadı... 2016 yılının yalnızca ilk dört ayında 23 maden işçisi yaşamını yitirdi
13 Mayıs 2014 tarihinde Soma'da, 301 maden işçisinin yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan maden kazasının üzerinden iki yıl geçti. Yaşanan acının büyüklüğüne rağmen umut edilen en azından, Soma deneyiminin "Türkiye'de işçi sağlığı ve çalışma koşullarında" iyileşmeye vesile olacak bir etki yaratmasıydı. Beklenen olmadı. Türkiye'de ölümlü iş kazaları tüm hızıyla sürerken, madencilik iş kolunun bu istatistik içindeki payı önemini korumayı sürdürdü.
İstatistiklerle Türkiye'de maden kazaları gerçeği
Soma'da yaşanan maden kazasının yıl dönümü nedeniyle Türkiye'de ölümlü maden kaza istatistiklerini derleyen İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi verilerine göre, 2002 yılının son iki ayında yaşanan 11 ve 2016 yılının ilk dört ayında yaşanan 23 maden işçisinin ölümü de dahil, son 15 yılda 1.470 maden işçisi yaşamını yitirdi.
İstatistiklerin gösterdiği en temel gerçeklik, şayet varsa, maden kazalarının önlenmesi adına yürütülen politikaların herhangi bir sonuca ulaşmaması oldu. Yaratılan tüm sansasyonun, politik propaganda mekanizmasının öte yanında Soma şokunun düzelme adına herhangi bir şey vaat etmediği anlaşıldı.
2015 yılının bütününde, en az 67 maden işçisi, aktif çalışma halindeyken yaşamını yitirdi. Bu rakam 2016'nın yalnızca ilk dört ayında 23 kişiyi buldu.
Türkiye'de madenci olmak
Madenciliğin "fıtratındaki" ölüm gerçeğini dünya tarihine geçmiş yüksek ölüm oranlı maden kazaları listesinin desteğiyle ispatlamaya çalışan politikacılar güruhunun cirit attığı bir ülke olarak Türkiye için "düzelme" beklentisinin bir hayal olduğu gerçektir.
Zira olayın tüm ülkeyi sarsan sıcaklığına rağmen, işletmeci firmanın korunmasına yönelik ilk girişimlerden tutun, sorumlu bakanların sorumluluktan doğan bir "pişmanlık"-doğal olarak istifa-emaresi göstermemesine; buradan çözüm olarak sunulan "Torba Yasa" düzenlemesinin "madencilerin" büyük gruplar halinde "işsiz" kalmasından başka bir işe yaramadığı sosyolojik tabloya dek ortada olan bir gerçekliğin günümüze dek sürme zorunluluğu taşıdığını ortaya koydu.
Bu gerçeklik şudur: Soma bir kaza, özel bir olay ya da inançlı insanların literatüründe sıkllıkla dile gelen "kader" ile ilişkili bir vaka değildir. Soma, Türkiye ekonomisinde giderek kökleşmiş, "iş yapma biçimi" ve "ekonomik realitenin" en temel dimaniği olarak kemikleşmiş çalışma koşulları anlayışının sonucudur.
TOKİ Soma evleri 2016 bitmeden teslim edilecek
Soma'nın yaşayan işçileri de göçük altında
Soma'nın yaraları sarılmadı
Soma konutlarında bürokrasi ancak aşıldı
301 işçi için anıt mezar
Maden işçisinin parasını Devlet ödeyecek
Soma'da tarihi kapatma
Bilirkişi heyeti açıkladı: 'Soma önlenebilirdi'
Gayrimenkulde Son 24 Saatte Neler Oldu? 26 Nisan 2018 Perşembe
İnşaatçılara kur uyarısı